Fırtımanlı, firtimanlı
|
lüzumsuz, şımarık, çok bilmişlik satan ..''kötücük haliyle ammada firtimanlı ha'' / Olayi saptıran,düzenbaz. Ne yapacagı belli olmayan kişi (Onun Firtimanına ahıl ermez edem) Olayi saptıran,düzenbaz,Ne yapacagı belli olmayan kişi (Onun Firtimanına ahıl ermez edem)
|
Fırtma
|
Bir tür pancarla yapılan tatlı yiyecek. Pancar kaynatılır dilimlenir yenir. ..''Pancar Fırması olsada yisek''.
|
Fırtma, Fırtmış
|
Aniden kaybolan kişi,kaçma,kayma,yok olma (Arhadaş gaşla gör arasında Fırtmış)
|
Fosalmak
|
Bir şeyin havasının inmesi.
|
Gaanı, Kağnı
|
Öküz, Manda arabası Kağnıyı oluşturan takım ve parçalar Boyunduruh, zelve bağı, çağ, yan ağacı, çav, dinğil, ok, üvendere, tekerlek ve çavdırma. En önemlisi Köp Ata sözlerimizden Köyümüze has <İ>''Öküz Olmadan Köpe Sıçma''..
|
Gaari, Gayri
|
Artık,Hemen,Tamamen (O küsdü Gaari gelmez,Eh Hadigaari)
|
Gadah, Godah
|
Cok iri uzun Çivi, keresteyi kalası birleştirici yontulmuş kazık çivi (Hezene Gadağı iyi çah) veya (Köyümüzde Godah Aliler diye de aile vardır)
|
Gadana, kadana
|
Boyu kısa, poposu yere yakın ve karnı büyük kişilere alay ve dalga geçmek için kullanılır. ''hade be ordan gadana''.., ''orda durdukca gıcık ediyor şu gadana beni İri karınlı katır, kadana
|
Gadanğa Alıyim, Galıyim
|
Yöremizde bir sevgi sözcüğüdür, Kurban oluyum, Cankurban sana anlamında (Senden gıymatlımı Gadasına aldığım)
|
Gadi, gadı, Kadı, kadi, kadılar
|
Tanzimata kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları. İlçemizde bilinen (kadıların kadı, gadı ''İbrahim Güçlü'') yukarıdaki anlatılan kadı ile bir alakası yok ve sadece kendisine sevenleri tarafından takılan bir lakap..
|
Gadıran, gadıranlıh
|
Kendisinden beklenilmeyen, umulmayan, unutulmayan konu ve sözler, laflar eden çocuk yastaki kişi. (Onun bilmediği yooh ne Gadıranlıh Ooo) Köken kelime Gadı, Kadı yani eskiden Hakim konumundaki kişi.
|
Gafilgada
|
Seni yaramaz,haylaz,uyanık / Büyükler çoculları severken söylerler,sevgi sözcüğü (Vay Gafılgada vay)
|
Gah, gak, galk
|
İki ayrı anlama gelmekte 1-Kalk 2-itekle, itele .."gah (kalk)ordan olum, büyükler yukarı oturur". .."araba çalışmıyor bi gahsan (itele)".
|
Galbur
|
Bir çeşit eleme aracı.
|
Gale, kaale almak
|
Dikkate almak.. ..''Adamlar benim lafımı gali (gale) bile almıyor''
|
Gambah, kambak
|
Ağacın kabuğu..
|
Ganaatsiz
|
Tamin olmayan, Kanahat etmeyen, Doyumsuz (Ula pranı verecem ne Ganaatsiz herifsin be)
|
Gancıh, Kancık
|
Erkek olmayan Kedi Köpek (Köpen Enikleride hep Gancıh olmus) /
Hayvanlarda dişi Eşeklerin çoğu kancık, ''bu oluşumun içine gireli, ne erkek görünümlü kancıklar gördümki sorman gitsin'' Kamuran Çelik
|
Ganere
|
Aç gözlü, Yüzsüz, Zındık, Yeyip de doymayan kişi (Ula ne Ganere birisiymiş bi gözü halen yemekte)
|
Ganıcah, kanıcak
|
3 tekerli odundan çocukların tutunup yürümesi için yapılan gereç.
|